İbrahim Kavas

ibrahim-kavasİbrahim enişte benim büyük bibimin kocasıydı. Okuma yazması olmayan, çok zeki ve esprili kişiliğiyle herkesi üzerine çeken, hazır cevap, nüktedan ve sevimli bir insandı. Düğünlerde Recai Alparslan ile çeşitli oyunlar sergilerdi. İbrahim Kavas Adeta orta oyunu sanatçısı gibiydi. Kimi zaman meddah olarak çıkardı karşımıza, kimi zaman komedyen.

Eğin oyunlarını da çok güzel oynardı. Hele Sarhoş barı(Eski Hora) oyununu ondan iyi oynayan birine ben daha rastlamadım. Keklik gibi zıplar, yaylanır yani hissederek yapardı bütün figürleri. Bir ara büyük amcamın gönderdiği lastik ayakkabıları satıyormuş. Lastikler pek kaliteli değilmiş. Alanlara harmandan harmana dayanır diye söylermiş. Ayakkabılar çabuk yırtılınca geri getirip, hani harmandan harmana dayanacaktı diyenlere; “Bu harmandan şu harmana dayanır demek istedim” diyerek laf cambazlığı yaparmış. İstanbul’dan gelen çocuklarla dalga geçmek için hazırladığı espriyi her çocuğa yapardı, hepside tuzağa düşerdi.

Yine İstanbul’dan gelen iki kardeşe; “Akşama pire sineması var. İneğin yanı 25, yemlik 50 kuruş” diye söylemiş. Bunlar hemen eve gidip babalarından para istemişler. Anneyle baba mevzuyu biliyorlar tabi, baya gülmüşler. Bizde öğrenince onlarla dalga geçmiştik. O herkesin neşe kaynağıydı. Bütün hayvanlarına isim koyardı. Hele bir gıdıgi vardı ki sanırsın süs köpeği. Adı da Akgullu(akıllı)’ydu. O önde Akgullu peşinde çeşmenin önünden geçişini hatırlarım hep. Mekanın cennet olsun, yerinde neşe ile huzurlu yat İbrahim enişte.

Sağlıcakla kalın.