Küçük Dev Adam Sadık Dayı

sadik-dayi

Hüdü köyünün Fırat kenarındaki bağları, yani Kerer bağlarından bahsederken Sadık Dayı’yı anmadan geçmek mümkün değildir, çok eksik ve yavan olur. Küçük Dev Adam Sadık Dayı bizim Merekler mahallemizde yaşayan, bir buçuk metre boyunda, gönlü boyundan çok büyük olan bir insandı. Onu tanıyanlar çok sever ve saygı duyarlardı.

Yaz boyunca Kerer’lerdeki bağında yaşardı. Kavun’dan domates’e bütün sebze ve meyvelerin yetiştiği bağının başında hinzan olmasına rağmen, su hargının üstüne, ağaçları dalları arasına yaptığı Köşk denilen tahta barınağın, gündüz oturmak için altını, gece yatmak için ise üstünü kullanırdı. Yolu Kerer’den geçen herkes, hatta komşu köylüler bile ona uğrar, sohbet eder, yemeğini yer, çayını içer, yoluna sonra devam ederlerdi. Çok güzel yemek yapardı. Onun fasülye yahnisi, fasülyeli patatesli pilavı meşhurdu. Gönlü zengin olduğu için, sofrası da her zaman zengin ve muhabbetli olurdu. Bu anlattığım mekanı görebilseydiniz eminim sizde çok severdiniz.

Derede yapılan bentten gelen tertemiz ve bol suyun geçtiği hargı düşünün. Hargın yanından ince bir yol, yolun kenarında oturma yerleri ve ocak, ocağın üstünde isten kapkara olmuş bir bakır tencere, tencerenin içinde Sadık Dayı’nın süzeğinde, bahçesinde, elinde ne varsa harman olmuş pişiyor. Sadık Dayı’nın iki oğlu vardı, ikisi de ölmüştü. Birinin öldüğü biliyor ama diğerini bilmiyordu. Almanya’ya gitti diye kandırmışlardı. İstanbul’dan gelenlere sürekli sorardı ama herkesten aynı cevabı alırdı; “Alamanya ‘da”. Baraj yapıldıktan kısa bir zaman sonra Sadık Dayı’da öldü, tıpkı Kerer bağları gibi. Kendi toprağın altına, Köşk’ü ise suyun altına göçtü.

Ruhu şad olsun…