Köyde Düğün

Köyde evlenme öncesinde nişan yapmak esastır. Kız ve erkek önceden evlilik kararı aldıktan sonra aileler arası anlaşmaya sıra gelir. Başlık parası yoktur ama nişan hediyesi olarak beşi bir yerde almak usuldendir. Kız babasından istendikten sonra düğün hazırlıklarına başlanır.
Düğünün bütün sorumluluğunu köylü yüklenir. Civar köylerden çağırılacak davetli adedi yerler tespit edilir ve ahçı, çaycı, hizmetli teşrifatçı gibi görevler taksim edilir. Düğünün bütün organizasyonu oğlan ve kızın vekillerine düşer.

Düğünler genellikle harman sonu yapılır, salı veya cuma günü başlar ve üç gün sürer. Birinci gün çalgıcılar köyde dolaşarak halkı düğüne davet eder bu gezi sırasında da iyi bahşiş toplarlar hani. Akşam erkekler harman yerinde, kadınlarda düğün evin-de toplanarak eğlenirler. İkinci gün kına günüdür ve misafirlerde bu gün gelirler. Misafirler köye gelişlerinde davul zurnayla karşılanırlar ve düğün evine kadar kendilerine eşlik edilir. Oğlan evinde toplanan tüm misafirler ikindiye doğru kına yakmak için kız evinin yolunu tutarlar. Önde erkekler arada çalgıcılar ve arkada rengarenk giyinmiş kadınlar bir sıra oluşturulur ve çalgı eşliğinde gayet ağır adımlarla kız evine gidilir. Bu yürüyüş düzenine Seyman denir. Düğün evinde kadınlar ve erkekler ayrı odalara çekilirler. Erkekler halaya başlarken kadınlarda gelin ağlatırlar. Hazırlanan gelin teflerle ve türkülerle ağır ağır salona getirilir ve orta da ki sandalyeye oturtulur, etrafını çeviren kızlar söyledikleri türkü, beyitlerle kızı ağlatırlar. Daha sonra gelin odasına çekilir kadınlarda halaya başlarlar. Kadınların odasına erkeklerin girmesi yasak olsa da yavukluları odada olan erkekler türlü şekillerle onları görmeye çalışırlar. Bazen en yüksek pencerelere bile tırmanırlar, bazen kadın kılığına girerek odaya girerler. Sevdiklerine elma atarak kendilerini belli ederler. Kız evindeki merasim bitince tekrar seyman oluşturularak erkek evine gidilir ve eğlence orada devam eder. Erkekler harmanda toplanır, sadıç damadı harmana getirir ve damat harman ortasında diz çökerek yumruk yaptığı elini sehpaya koyar. Kına yakılması için damadın elini açması gerekir bu sırada sadıç şöyle seslenir: Vekil bey damat elini açmıyor. Vekil damadın yanına gelerek bahşişini verir. Damat yine elini açmayınca sadıç tekrar seslenir.Babası damat elini açmıyor. Bu sefer babası damadın yanına gelerek Tutlu çeşmede bir dönüm tarla diye verdiği hediyeyi ilan ede. Böylece damadın tüm yakınları hediye ye davet edilir. En sonunda elini açan damadın küçük parmağına kına yakılır ve halay başlar. Üçüncü gün gelin günüdür.

Sabah şafakla kalkan çalgı ekibi dama çıkarak sabahın seher vakti türküsünü söyleyerek köyü uyandırır. Öğlene kadar tüm hazırlıklar tamamlanarak seyman oluşturularak kız evine gelin almaya gidilir. Seyman yola çıkınca kız evinin taraftarları tüfek atmaya başlarlar. Seyman’ın en sonunda gelinin bineceği at ile de gelinin hediyesi götürülür. Oğlan ve kız vekilleri hediyeleri görür ve zapta geçerler. Bu işler bittikten sonra kız ailesi ile vedalaşarak kapıda bekleyen ata biner. Gelinin bindiği atın başını kardeşi, yoksa kardeşi kadar yakın biri çeker. Arkasında çeyizi ile birlikte oğlan evine doğru yola çıkar. Gelinin yola çıkışıyla oğlan tarafı feklere asılırlar. Damat giyinip kuşanıp dama çıkar ve gelin kapıya gelince başına sadıç’ın verdiği üstü para dolu kırmızı bir elmayı gelinin başına atar. Damadın ağzı gülmemesi için beyaz mendille bağlıdır, gülmek uğursuzluk getirir denir. At dan indirilen gelin kapıda bekleyen kaynanasının kolunun altından geçirilerek ağzına bir lokum konur. Artık düğün yemeklerini yeme vakti gelmiştir.

Yemekten sonra misafirler uğurlanır ve düğün hitama erer. Ertesi gün göre günüdür. Kız tarafı helvalar yaparak oğlan tarafına göre ye gider. Oğlan evinde sadece kadınlar toplanır. Yüzü örtülü olarak odaya getirilen gelinin duvağı bir kılıçla açılır. Sonra gelin ağır ağır çömelerek kaynanasının elini öper, kaynanası da sağdıç’ın tutuğu tepsiye bahşişini atar. Gelinin el öpme merasimi de bitince düğün tamamen bitmiş olur. Gelin uzun süre kaynatası ve kaynanası ile konuşmaz, buna gelinlik etme denir. 15 gün sonra damat ve gelin kız anası tarafından kız evine çağrılır. Buna da onbeşe çağırma denir. Tüm bunlardan sonra gelin ile damat tam anlamıyla karı koca olmuşlardır.